Graffiti ile ilk kez ortaokul yıllarımda tanıştım. Lise döneminde bir süre İngiltere’de yaşamam, bu alana olan ilgimi daha da derinleştirdi ve o andan itibaren üretmeye aralıksız devam ettim.
Zamanla sokaklardan çatılara, köprü altlarından demiryollarına kadar bulduğum her boş duvarı boyamaya başladım. Uykusuz gecelerim sokaklarda geçerken, bir yandan da sürekli iş üreten biri hâline geldim. Bu nedenle kimliğimi her zaman arka planda tutmayı tercih ettim. Çünkü insanların kim olduğumla değil, ne ürettiğimle ilgilenmesini istedim.
Yayınladığım “Kill’em All” adlı graffiti dergisi ve “Our Neighborhood” isimli video serisiyle kendimi bir adım daha ileri taşıdım. Aldığım sanat eğitimi de üretimlerimi daha profesyonel bir seviyeye taşımaya başladı. Bu sayede artık yalnızca sokaklar değil; dükkanlar, mağazalar ve hatta konut duvarları bile birer tuval hâline geldi.
2016 yılının ortalarında, “232 Artworks İç Mimarlık ve Sanat Danışmanlığı” oluşumunun temellerini attım. Böylece çağdaş sanat alanında çalışan bir ekip olarak; hem bireysel işlerimizi, hem de dekorasyon, sanat ve tasarım alanlarında yenilikçi fikirlerimizi hayata geçirmeye başladık.
Bugün temel amacım; graffiti’nin yalnızca aktivist bir eylem biçimi olmadığını, sanatsal değer taşıyan, yaşadığımız duvarlara estetik bir kimlik kazandıran bir ifade biçimi olduğunu gösterebilmek. Bu yüzden üretimlerimin merkezinde çoğunlukla resim, illüstrasyon ve tipografi yer alıyor.